Çöp sahası kavramı, insan yerleşimlerinin büyümesiyle ortaya çıktı ve özellikle sanayi devrimi sonrası hızla yaygınlaştı. Antik Roma’da çöpler şehir dışına taşınırken, Orta Çağ Avrupa’sında atık yönetimi eksikliği büyük sağlık sorunlarına yol açmaya başladı. Sanayi Devrimi ile birlikte şehirlerde atık miktarı arttı ve 20. yüzyılın başlarında modern çöp sahaları yaygınlaşmaya başladı. 1930’larda ABD’de çöplerin toprakla kaplandığı “sanitary landfill” sistemi geliştirildi ve 1970’lerden itibaren çevresel düzenlemeler sıkılaşarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik kavramları ön plana çıkmaya başladı.
Dünya çapında atık yönetimi belirli bir kural seti dahilinde gerçekleştiriliyor. Kural setindeki adımlar sırasıyla ‘Reduce’ (Azalt), ‘Refuse’ (Reddet), ‘Reuse’ (Yeniden Kullan), ‘Repair’ (Onar), ‘Recycle’ (Geri Dönüştür) ve son adım olarak da ‘Dispose’ (Yok Et) şeklinde sıralanır. Bu yazımızda öncelikle bahsettiğimiz atık yönetimi adımlarını açıklayıp sonrasında ‘Dispose’ adımından bahsedeceğiz ve yeryüzündeki çöp sahalarını detaylı olarak öğreneceğiz.
Adım Adım Atık Yönetimi
Reduce (Azalt): Atık yönetiminin ilk adımı olan reduce, yani azaltma, tüketimi bilinçli şekilde sınırlandırarak atık oluşumunu en baştan engellemeyi amaçlar. Daha az tüketmek, gereksiz ambalajlardan kaçınmak, dayanıklı ve uzun ömürlü ürünleri tercih etmek bu stratejinin temel unsurlarıdır.
Örneğin, büyük perakende zincirleri plastik kullanımını azaltmak için yeniden kullanılabilir torbalar sunarken, birçok teknoloji şirketi ürün ambalajlarını küçültüp geri dönüştürülebilir malzemeler kullanmaya çalışıyor. Bireysel seviyede ise, ihtiyacımız kadar gıda almak, tek kullanımlık ürünler yerine yeniden kullanılabilir alternatiflere yönelmek reduce yaklaşımının günlük hayattaki uygulamalarına örnek gösterilebilir.
Refuse (Reddet): Atık yönetiminin ikinci adımı olan refuse, yani azaltma, atık oluşumunu en baştan önlemek için gereksiz veya çevreye zarar veren ürünleri kullanmayı bilinçli olarak reddetmeyi ifade eder. Bu, özellikle tek kullanımlık plastikler, gereksiz ambalajlar ve doğada çözünemeyen sentetik malzemeler gibi atıkları artıran ürünleri kapsamaktadır.
Örneğin, bir kahve dükkanında tek kullanımlık plastik pipet yerine pipetsiz içmeyi tercih etmek veya mağazalarda plastik poşet almak yerine kendi bez çantanı taşımak refuse yaklaşımının basit ama etkili örnekleri olarak verilebilir. Şirketler de bu stratejiyi benimseyerek, gereksiz broşürler yerine dijital iletişim yöntemlerini tercih edebilir veya sürdürülebilir malzemeler kullanarak atık oluşumunu baştan engelleyebilir.
Reuse (Yeniden Kullan): Atık yönetiminin üçüncü adımı olan reuse, yani yeniden kullanma, atıkları azaltmanın en etkili yollarından biridir. Bir ürünü tek kullanımlık hale getirmek yerine tekrar tekrar kullanmayı amaçlar. Bu yaklaşım, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları oluşturmayı teşvik eder.
Örneğin, cam kavanozları atmak yerine saklama kabı olarak tekrar tekrar kullanmak, plastik su şişeleri yerine yeniden doldurulabilir mataralar tercih etmek veya ikinci el kıyafetler alıp vermek reuse prensibine uygundur. Şirketler de bu yöntemi benimseyerek, karton kutuları tekrar kullanabilir veya ofislerinde yeniden doldurulabilir toner ve mürekkep kartuşları tercih edebilir. Böylece kaynak tüketimi azalırken, çevreye verilen zarar da azaltılmış olur.
Repair (Onar): Atık yönetiminin dördüncü adımı olan repair, yani onar, kullanım ömrü dolmamış ancak hasar görmüş veya işlevini yitirmiş eşyaları onararak tekrar kullanıma kazandırmayı ifade eder. Bu yaklaşım, gereksiz tüketimi önleyerek hem kaynak israfını azaltır hem de atık oluşumunu engeller.
Örneğin, yırtılan bir kıyafeti dikerek giymeye devam etmek, bozulan bir elektronik cihazı tamir ettirmek veya hasar görmüş mobilyaları tamir ederek kullanmak repair anlayışının günlük hayattaki örnekleridir. Birçok teknoloji şirketi artık yedek parça ve tamir kitleri sunarak ürünlerinin daha uzun ömürlü olmasını teşvik ediyor. Aynı şekilde, otomobil ve beyaz eşya üreticileri de onarımı kolaylaştıran tasarımlar geliştirerek sürdürülebilirliği desteklemeye çalışıyor.
Recycle (Geri Dönüştür): Atık yönetiminin beşinci adımı olan recycle, yani geri dönüştür, kullanılmış malzemeleri endüstriyel süreçler ile işleyerek yeni bir ham madde haline getirmeyi sağlar. Geri dönüşüm, atıkları azaltmanın yanı sıra doğal kaynakların korunmasına ve enerji tasarrufuna da katkı sağlar. Ancak, geri dönüşüm sürecinin de enerji ve kaynak gerektirdiği unutulmamalıdır; bu yüzden geri dönüşümden önce reduce, refuse, reuse ve repair aşamalarına öncelik verilmelidir.
Örneğin, plastik şişelerin yeniden işlenerek sentetik tekstil ürünlerine dönüştürülmesi ve cam şişelerin eritilip yeni cam eşyalar yapılması recycle süreçlerinin bazı örnekleridir. Günümüzde birçok ülke geri dönüşüm sistemlerini geliştirerek, atık yönetimini daha sürdürülebilir hale getirmeye çalışmaktadır. Şirketler de atıklarını geri dönüştürülebilir malzemelerden üretmek veya üretim süreçlerinde geri dönüştürülmüş hammaddeleri tercih etmek gibi adımlarla bu süreci desteklemeye çalışmaktadır.
Dispose (Yok Et): Atık yönetiminin altıncı adımı olan dispose, yani yok et, atık malzemelerin imha edilmesi, yok edilmesi veya atılması sürecini ifade eder. Dispose, çevreye zarar vermeden veya çevreyi kirletmeden atıkların uzaklaştırılması amacını taşır. Bu süreç, atıkların doğru şekilde toplanması, işlenmesi ve bertaraf edilmesini içerir.
Ancak, dispose işlemi genellikle çevre üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğinden, bu adım geri dönüşüm, yeniden kullanım veya onarım gibi alternatif yöntemlerden sonra yapılmalıdır. Dispose, genellikle atıkların yakılması, gömme veya özel bertaraf işlemleri ile yapılır. Doğru atık yönetimi, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur ve çevreye olan etkileri azaltmayı hedefler.
Örneğin, kullanılmış pillerin tehlikeli atıklar olarak özel tesislerde yok edilmesi ya da plastik atıkların yakılarak bertaraf edilmesi dispose işlemlerine örnek verilebilir. Bu süreçlerde, çevresel etkilerin minimize edilmesi için oldukça dikkatli bir yönetim gereklidir.
Atık Yönetiminde İleri Dönüşümün Yeri
İleri dönüşüm eski veya atık malzemelerin, yaratıcı ve yenilikçi yollarla daha değerli ve işlevsel hale getirilmesi sürecidir. Bu süreç, geri dönüşümden farklı olarak, malzemelerin sadece ham maddeye dönüştürülmesinin ötesine geçer; eski ürünler, yeni ve daha değerli ürünlere dönüştürülür. Örneğin, eski mobilyalar boyanıp yenilenebilir, eski tekstil ürünlerinden çantalar veya dekoratif objeler yapılabilir. Ayrıca, plastik şişelerden yeni tasarımlar yaratılabilir veya cam şişeler, geri dönüşümde olduğu gibi eritilmeden dekoratif ürünlere dönüştürülebilir. Bu süreç, hem çevreyi korur hem de yaratıcılığı teşvik ederek estetik ve fonksiyonel açıdan değerli ürünler ortaya çıkarır. İleri dönüşüm, sürdürülebilirliğe katkıda bulunurken aynı zamanda ekonomik fırsatlar yaratır.
Fakat dünya çapında atık yönetimi kural setleri arasında maalesef ki ileri dönüşüm tanınmamaktadır. Bunun ana sebebi de ileri dönüşümün endüstriyel süreçlere değil de daha çok el işçiliğine bağlı olmasıdır. Bu durum insana bağlı olan bir sürecin büyük etkiler oluşturabileceği ihtimalinin olmadığını düşündürdüğünden dolayı atık yönetim adımlarında yer almamaktadır. Bizler Reppatch olarak yöntemlerin ne kadar çok kişi tarafından uygulanırsa o kadar büyük etkiler oluşturabileceğine inanıyor, ileri dönüşüm yönteminin geri dönüşüm adımından önce gelmesi gerektiğini savunuyor ve topluluğumuz ile birlikte bunun için çalışıyoruz.
Konumuza Gelelim, Çöp Sahası
Çöp Sahası (veya Atık Depolama Alanı): Çöplerin ve atıkların toplandığı, genellikle büyük ölçekli alanlarda bulunan ve atıkların bertaraf edilmesi için kullanılan bir alandır. Bu sahalar, atıkların düzenli bir şekilde depolanması, bazen çürütülmesi, yer altına gömülmesi veya belirli aralıklarla yakılmaları için ayrılmıştır. Çöp sahaları, doğal kaynakları korumak amacıyla atıkların kontrollü bir şekilde biriktirilmesini sağlamaya çalışır. Ancak, çevresel etkileri genel olarak olumsuzdur; çünkü bu sahalarda atıklar, metan gazı gibi zararlı gazlar yayabilir ve yer altı su kaynaklarını kirletebilir.
Yazımızın devamında vereceğimiz çöp sahaları örneklerinden önce şunu belirtmeliyiz ki çöp sahaları bulundukları bölgelerdeki insanları oldukça olumsuz etkiler. Daha önce “Dandora Çöp Sahası” yazımızda da belirttiğimiz gibi, bölgede oluşan hava kirliliği halkın sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak cilt hastalıkları ve solunum yolu hastalıkları gibi problemlere sebep olmaktadır.
Çöp sahalarının çevresindeki yerel halk, genellikle bu alanlarda biriken atıklardan ikinci el satışa uygun olanları veya dönüştürülebilir olan malzemeleri ayrıştırarak yeni iş fırsatları yaratmaktadır. Bu süreç, kolektif çalışmanın gücünü ve toplulukların ekonomik değer yaratma becerisini gösterir. Bu tür uygulamalar, sadece çevresel etkiyi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda yerel ekonomi için önemli fırsatlar da sağlar. Fakat bu süreçler, iş güvenliği açısından oldukça tehlikeli bir şekilde ilerletilmektedir.
Dandora Çöp Sahası – Nairobi, Kenya
Dandora Çöp Sahası, Nairobi’nin en büyük ve en eski çöp sahalarından biridir. Çöp sahası, yılda milyonlarca ton atık kabul etmektedir ve bunların büyük bir kısmı evsel atıkların yanı sıra tekstil atıklarından oluşmaktadır. Özellikle eski kıyafetler, kullanılmayan veya atıl durumda olan tekstil ürünleri buraya gönderilmektedir. 2015 itibarıyla, bu çöp sahasında günlük yaklaşık 2.000 ton atık depolanmaktadır.
Jardim Gramacho Çöp Sahası – Rio de Janeiro, Brezilya
Brezilya’da bulunan Jardim Gramacho, Rio de Janeiro’nun en büyük çöp sahasıydı. 2012’de kapanmış olsa da, bu çöp sahasında biriken atıkların çoğu evsel, ancak tekstil atıkları da büyük bir oranı oluşturmaktadır. Özellikle eski giysiler, tişörtler ve diğer tekstil ürünleri bu alanda birikmiştir.
Olusosun Çöp Sahası – Lagos, Nijerya
Olusosun Çöp Sahası, Lagos’un en büyük çöp sahalarından biri olup, burada her gün 3.000 ton atık birikmektedir. Bu atıkların büyük kısmı evsel atıklar ve tekstil ürünlerinden oluşmaktadır. Lagos’ta tekstil atıkları, eski giysiler ve üretim fazlası kumaşlar büyük bir sorundur.

Puente Hills Çöp Sahası – Los Angeles, ABD
Puente Hills, Los Angeles’ta bir zamanlar Amerika’nın en büyük çöp sahasıydı. 2013 yılında kapandıktan sonra bu alanda büyük miktarda plastik ve tekstil atığı birikmeye devam etmiştir. Burada genellikle ikinci el giysiler ve eski kıyafetler birikmiştir.
Laogang Çöp Sahası – Şanghay, Çin
Laogang Çöp Sahası, Şanghay’ın en büyük çöp sahalarından biridir ve günlük olarak 10.000 ton atık kabul eder. Bu atıklar evsel, ticari ve endüstriyel atıklardan oluşmaktadır. Ancak, özellikle tekstil atıkları burada önemli bir yer tutmaktadır. Çin’deki hızlı tüketim ve tekstil üretimi, atıkların çoğunun bu tür ürünlerden oluşmasına sebep olmaktadır.
Büyük Pasifik Çöp Sahası (Great Pacific Garbage Patch) – Pasifik Okyanusu
Büyük Pasifik Çöp Sahası, Pasifik Okyanusu’nda yer alan devasa bir atık alanıdır ve dünya üzerindeki en büyük okyanus atık birikintisidir. Bu alan, yaklaşık olarak 1,6 milyon kilometrekareyi kapsar (yaklaşık olarak Türkiye’nin 2 katı) ve yüzeyi, çeşitli atıklardan oluşmuş bir “çöp adası” gibi görünür. Büyük Pasifik Çöp Alanı’nın içeriğinde plastik atıkların yanı sıra tekstil atıkları da önemli bir yer tutmaktadır.

Sonuç olarak, çöp sahaları uzun yıllardır atık yönetiminin bir parçası olarak var olsa da, çevresel ve sosyal etkileri göz önüne alındığında, bu çözümün sürdürülebilir olmadığı açıkça fark edilmektedir. Atıkların düzenli bir şekilde depolanması, çevre kirliliğini artırmakta ve yerel halkın sağlığını fazlasıyla tehdit etmektedir. İleri dönüşüm gibi yaratıcı yaklaşımlar, yalnızca çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda topluluklar için ekonomik fırsatlar sunar. Bu nedenle, atık yönetiminde sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler ön planda olmalı, ileri dönüşüm süreçleri geri dönüşümden önce gelmeli ve toplulukların kolektif gücü ile çevre dostu bir gelecek için adım atılmalıdır.