İstifçiliğin tam tersi, henüz iyi bir Türkçe karşılık bulamadığım “decluttering”. Sürekli olarak gereksiz şeyleri ortadan kaldırmaktan; eşyaları, belgeleri, resimleri vs. kısaca etrafını saran her şeyi düzenlemekten ve en aza indirmekten hoşlanan, bunu yaparak rahatlamış, hafiflemiş hisseden insanlara ise “declutterer” deniyor. Belli bir eşiği geçince hastalık haline geliyor, tıpkı istifçilik gibi.
Kendini bu şekilde iyi hisseden ama çöp üretiyor olmaktan dolayı da içi rahat etmeyenlerin yaptıkları ve yapabilecekleri başka şeyler de var. Ne de olsa, geri dönüşüm de maliyetli ve sürdürülebilirliği, faydası tartışmalı bir konu. Atılamayan veya verilemeyen pek çok şey yeni ve işe yarar şeylere dönüştürülebilir. Buna da ileri dönüşüm deniyor.
Decluttering ve ileri dönüşüm…
Bu iki meşgale, yani decluttering ve ileri dönüşüm, ilk bakışta yalnızca işlevsel etkinlikler gibi görünse ve bu şekilde yürütülmeleri de son derece makul olsa da, bir çeşit estetik faaliyet olarak da görülebilir ve uygulanabilirler. Decluttering söz konusu olduğunda, ortamın görsel unsurlarının dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi, sadeliğin ve azlığın güzelliğinin öne çıkarılması, belli bir tarz ve estetiğin yaşam alanlarına yansıtılması söz konusu olabilir.
İleri dönüşümde ise, eski veya gözden çıkarılmış nesnelerin yenilik ve işlevsellikten ziyade veya bunların yanı sıra, yalnızca estetik nesnelere dönüştürülmesi amaçlanabilir. Her iki edimde de, sürdürülebilirlik, verimlilik ve çevre bilinciyle yaşamanın yanında, yaratıcılık, hayal gücü, estetik bir bakış ve tabii ki teknik de var.