Yeşil hidrojen yenilenebilir enerji veya düşük karbonlu enerji tarafından üretilen hidrojendir.
Yeşil hidrojen hidrojen pazarının büyük bölümünü oluşturan doğal gazın buhar reformasyonu ile üretilen gri hidrojene göre önemli ölçüde daha düşük karbon emisyonuna sahiptir.
Suyun elektrolizi ile üretilen yeşil hidrojen, toplam hidrojen üretiminin %0,1’inden azdır.
Yeşil hidrojen ne işe yarar?
Çelik ve çimento üretimi gibi elektrifikasyonu zor olan sektörleri karbondan arındırmak için kullanılabilir ve böylece iklim değişikliğini sınırlamaya yardımcı olur.
Yüksek üretim maliyeti, yeşil hidrojenin düşük kullanımının arkasındaki ana faktördür. 2020’de büyük Avrupalı şirketler kamyon filolarını hidrojen enerjisine geçirme planlarını duyurdu.
Takiben Almanya’da bir start-up; Enapter şirketi, geliştirdiği “iyon değişim katman elektrolizer” ile (sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşikleri ayrıştıran aygıt) sistemini 33 farklı ülkede 100 projeye katkıda bulunmuş. Bu teknoloji, yenilebilir kaynaklarla elde edilen elektriği kullanarak yine doğa dostu olan hidrojen yakıtına dönüştürüyor ve yüksek üretim maliyetini de oldukça düşürüyor.
Bu sistem geleneksel olanlardan çok daha hızlı bir şekilde elektrik-hidrojen dönüşümü gerçekleştiriyor. Enapter’in AEM elektrolizerleri yaklaşık 2.4 litre su kullanarak bunu hidrojene dönüştürüyor. Bu hidrojen miktarı bir evin enerji ihtiyacını günlerce karşılayabiliyor. Daha şimdiden otomobil ve uçakların yakıtlarını doldurmada, sanayi sistemleri ve ev ısınması gibi farklı alanlarda kullanılıyor.
Peki biz bireyler olarak; büyük şirketler teknolojik buluşları ile büyük problemlere çözüm üretirken, karbon nötr olduğundan emin olmak adına ekmeğimize %1 veya %2 daha fazla harcama yapmayı düşünür müyüz?
Yardım etmek için, birey olarak yapabileceğimiz çok şey var. Birçok ürünün maliyetine %1’den daha az ek bindirecek olan, yeşil hidrojen kaynağıyla yapılmış ürünleri satın almayı seçebiliriz.
Yeşil hidrojen enerji kaynağı kullanımı, karbon ayak izimizi büyük ölçüde azaltmaktadır.
Birçok kişi, enerji politikasının yalnızca hükümet, sistemler ve büyük şirketlerle ilgili olduğunu düşünerek hata yapar. Elbette, kısmen öyledir. Kuralları belirlemek hükümetlere, ürünleri yaratmak ise şirketlere düşüyor. Ancak bir tüketici olarak yaptığımız seçimlerle onların işlerini yönlendirebiliriz.
Tüketicilerin yaptığı seçimler doğrultusunda üreticiler üretim arttırır, bunun bilincinde hareket etmemiz hem kendimize hem de insanlığa büyük fayda sağlayacak.