Bulduklarımı değerlendirme arzum 2021’den sonra evde atölye kuracak kadar bir tutkuya dönüştü. İçinden çıkmış olduğumuz Pandemi bize şunu da gösterdi ki sadece tüketerek yaşayamayız. Belki de elimize geçen çoğu değerlendirme fırsatını tükenen kaynaklarımızı düşünmeden kolayca harcamışızdır. Bundan sebep her sene tonlarca atılmış mobilyayla beraber getireceği kimyasal atıkları da doğaya hibe ediyoruz. Yenisi ile değiştirilirken de iki yıl sonra atılacak gözüyle satın alıyoruz.
Peki eski mobilyalarla yenisini kıyasladığımızda karşımıza çıkan farklar neler?
- Neredeyse antika olacak kadar dayanıklı ve kalitetli işçilik
- Tamamı sunta olmaksızın ahşap destekler
- Dayanıklı pirinç aksesuarlar
- Özgün çizgiler
- Üzerinde modernize edip oynama yapmanıza imkan veren bir çok element
Ucuza maal edilen seri üretim yeni mobilyalardaysa;
- Çoğunluğu dayanıksız sunta gövde
- Dayanıksızlık
- Özgünlükten uzak ve çoğunlukla prototip
- Taşınmalarda ortalama 3 kez dayanabilecek yapı
Bu kıyasa baktığımızda çabuk değiştirme alışkanlığımızı gözden geçirmek ve elimizde olan mevcut dayanıklı mobilyalara modası geçmiş gözüyle bakmak yerine birkaç dokunuşla kendimize göre yenilemek fikri çok daha akılcı geliyor. Ya da çok uygun fiyatlarla bu mobilyalar ikinci el olarak satın alınıp modernize edilerek yine evin baş köşesinde yepyeni bir halde size yıllarca eşlik edebilecek şekilde bir alışveriş yapmak da bir diğer seçenek.
Benim yaptığım gibi; dışarıda, özellikle çöpün yanında bulunmuş bir şeyi insanlar evine getirme konusunda çok çekingen. Kısacası benim yaptığım iş herkesin yapmak isteyeceği bir iş değil. Fakat onları ilk dakikadan itibaren temizliyor daha sonra tüm onarımlarını yapıyor ve yeni bir hayat vererek dünyaya sürdürülebilir düzeyde katkıda bulunuyorum. Sürdürülebilirliğe sağlanan katkı somut kazanımların yanında soyut olarak da kişisel tatminiyet olarak büyük kazanım sağlıyor. Çekingenliği bir tarafa bırakıp denemekte fayda var.