Günümüzde tüketim: hayatımızın merkezine yerleşmiş durumda, tüketim kültürü insanları sürekli olarak yeni ürünlere yönelmelerini, mevcut ürünleri hızla tüketmelerini “Al- kullan – at” kültürüne teşvik eden ekonomik ve kültürel bir fenomendir. Bu durum, hızlı moda, tek kullanımlık ürünler ve geçici trendlerin yaygınlaşmasına yol açmıştır. Tüketim alışkanlıklarımızın bu şekilde yoğunlaşması, doğal kaynakların hızla tükenmesine, atık miktarının artmasına ve çevresel sorunların derinleşmesine neden olmuştur.

İleri dönüşüm ise tüketim kültürünün olumsuz etkilerini azaltmayı ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan bir yaklaşım, sürdürülebilirliğin anahtarıdır. Kullanılmış ürünleri, malzemeleri veya atıkları yeniden değerlendirerek yeni bir hayat verme sürecini ifade eder. İleri dönüşüm aynı zamanda yaratıcılığı teşvik eder bu da kültürel ve sanatsal açıdan zenginlik getirir.

Geçmişe dönüp baktığımızda ileri dönüşüm bugünün mucizesi değil. Ulusların kültürlerinde ileri dönüşüm yansımalarını görmek mümkün. Zengin kültürel mirasıyla ünlü bir ülke olan Japonya ve bu mirasın önemli parçası Japon geleneksel el sanatları “Boro” geçmişin izlerini taşıyan kumaşların onarılarak yeniden kullanılmasın ifade eder. Bu izler, zamanın dokusunu yansıtan yıpranmalar, lekeler ve dikim izleri her bir boro parçasının eşsizliğini ve geçmişin hikayesini yansıtır. Japon köylülerinin sürdürülebilirlik ve kaynak kullanımı felsefesine dayanır. Zamanın büyülü ritmiyle dokunan Japon geleneksel sanatları, kendi hikayelerini anlatan yamalarla bir araya gelerek tüketim kültürünün hızla dönüştüğü bu çağda bile bize ilham veriyor. Bu yolculukta, ileri dönüşüm ve Japon geleneksel sanatlarıyla Türk kültürünün kırkyama tekniği de birleşir. Anadolu kadının tutumluluğunu estetik anlayışını harmanlayan kırkyama ileri dönüşüm felsefesinin günümüze yansımalarıdır. Kırkyama, renklerin ve desenlerin birleşerek yeni bir hikâye oluşturmasını temsil eder. Bu teknik, geçmişin izlerini taşıyan kumaşları bir araya getirerek onlara yeni bir anlam katar. Böylece, farklı kültürlerin birleşimiyle benzersiz bir estetik birliktelik ortaya çıkar. Bu birliktelik, tüketim alışkanlıklarımızı ve atık üretimimizi gözden geçirerek sürdürülebilir bir geleceğe adım atmamıza olanak sağlar.

Sonuç olarak, ileri dönüşüm, Japon geleneksel sanatlarıyla Türk kültürünün kırkyama tekniği arasındaki bu sanatsal birleşim, bize sürdürülebilirliği ve geçmişin izlerini taşıyan estetik bir dünyayı sunar. Bu yolculukta, tüketim kültürüne meydan okuyarak, doğal kaynakları koruyarak ve sanatın gücünü kullanarak daha sürdürülebilir bir geleceğe ilerleyebiliriz. Geçmişin izlerini onurlandıran ve geleceği şekillendiren bu birlikteliğe adım atmak, sadece sanatla değil, bir yaşam felsefesiyle mümkündür. Böylece, tüketim kültürüne meydan okuyarak, sanat ve sürdürülebilirlik arasında bir denge kurabiliriz.

Belgin Arit