loader image
an-upcycling-technique-glass

Bilinçlen, bilinçlendir:

an-upcycling-technique-glass

Cam ve İleri Dönüşüm

Cam, sayısız kez elimize aldığımız bir su şişesi, sofraya eşlik eden bir şarap şişesi ya da annelerimizin yıllardır sakladığı kavanozların ham maddesi olarak hayatımızda. Aslında gündelik yaşamımızın en sessiz ama en vazgeçilmez eşlikçilerinden biri. Ne var ki çoğu zaman onu sadece bir eşya olarak görür, kullandıktan sonra çöpe atar ya da bir köşeye kaldırırız. Oysa, doğanın bize sunduğu en özel malzemelerden biridir. Çünkü hem dayanıklıdır hem sağlıklıdır hem de sonsuz kez yeniden kullanılabilir. Dahası, geri dönüşümü de ileri dönüşümü de mümkündür. Bu yazımızda, camın doğasından geri dönüşümündeki enerji tüketimine, ileri dönüşümle kazandığı yeni anlamlardan Reppatch partnerlerimizin örneklerine kadar geniş bir yolculuğa çıkacağız.

Doğası ve Kökeni

Cam, doğada kendiliğinden de oluşabilen bir malzeme. Volkanik patlamalar sırasında eriyen kayaçların hızla soğumasıyla ortaya çıkan obsidyen taşı aslında doğanın kendi camı. İnsanlar, binlerce yıl önce bu doğal malzemeyi keskin aletler yapmak için kullandılar. Ancak yapay üretimi, Mezopotamya ve Mısır’da M.Ö. 3500’lere kadar uzanıyor. O dönemlerde boncuklar, süs eşyaları ve küçük kaplar yapılırken kullanılıyordu. Zamanla ticaret yolları üzerinden dünyaya yayıldı. Bugün bildiğimiz şeffaf şişeler, pencereler ya da laboratuvar malzemeleri ise yüzyıllar süren bu gelişimin ürünü.

Sırrı ise basit gibi görünen ama büyük özen isteyen birkaç hammaddede saklı. Silis kumu, soda külü ve kireçtaşı. Silis, sertliğini ve şeffaflığını sağlıyorken soda, yüksek sıcaklıklarda erimeyi kolaylaştırıyor. Kireçtaşı ise dayanıklılığı artırıyor. Bu üçlüye dolomit, feldspat veya geri dönüştürülmüş cam kırıkları eklendiğinde ortaya bizim bildiğimiz cam çıkıyor. Bu hammaddelerin hepsi doğadan elde ediliyor ve çoğu ülkede büyük maden ocaklarından çıkarılıyor. Bu da üretim sürecinin aslında enerji ve kaynak kullanımı yoğun olduğunu gösteriyor.

Geri Dönüşümün Görünmeyen Bedeli

Doğada çözünmemesi aslında hem avantaj hem de dezavantaj. Doğaya bırakıldığında yüzlerce yıl boyunca yok olmadan kalabiliyor. Ama bu özelliği onu geri dönüşüm için de mükemmel bir aday yapıyor. Çünkü kalitesinden hiçbir şey kaybetmeden defalarca geri dönüştürülebiliyor. Yani bir şişe, defalarca kez yeniden şişe olabilir üstelik kalitesi de azalmaz. Bu gerçekten de önemli bir detay çünkü geri dönüşüm süreçleri genellikle ana malzemenin kalitesini oldukça azaltır.

Geri dönüşüm süreci basit gibi görünse de aslında ciddi enerji kullanımı gerektirir. Öncelikle atıklar toplama merkezlerine götürülüyor. Burada renklerine göre ayrılıyorlar çünkü yeşil, kahverengi ve şeffaf camlar karıştırıldığında yeni ürünün kalitesi düşüyor. Kapaklar, etiketler, plastik parçalar temizleniyor. Daha sonra cam kırıkları “cullet” adı verilen küçük parçalara ayrılıyor. Bu cullet, yüksek sıcaklıklarda eritiliyor ve yeni ürünlere dönüştürülüyor.

Buradaki en kritik konu ise enerji. Sıfırdan cam üretmek için hammaddeler yaklaşık 1500 °C’nin üzerinde eritiliyor. Eğer geri dönüştürülmüş kırıkları kullanılırsa, bu sıcaklık daha düşük oluyor ve enerji tüketimi %25 ila %30 oranında azalıyor. Yani geri dönüşüm, doğayı korumak için vazgeçilmez bir araç. Yapılan hesaplamalara göre, her 1000 ton cam geri dönüştürüldüğünde yaklaşık 314 ton karbondioksit emisyonu engelleniyor.* Bununla birlikte, geri dönüşüm hala büyük fırınlar, yüksek sıcaklıklar ve enerji açısından yoğun süreçler gerektiriyor.

Cam ve İleri Dönüşüm

İleri dönüşüm, geri dönüşüm kadar büyük ölçekli değil fakat doğaya etkisi diğer yöntemlere kıyasla yok denecek kadar az. Camın ileri dönüşümü, eritmeden, onun mevcut formunu koruyarak yeni bir işlev kazandırmak demek. Yani bir şişe, yeniden şişe olmak zorunda değil. Basit kesme ve zımparalama teknikleriyle bardak, mumluk, saksı ya da dekoratif bir objeye dönüşebilir.

Bu süreçte ihtiyaç duyulan enerji, geri dönüşüme kıyasla çok daha az. Kesim aparatı ve zımparalama işlemleriyle sınırlı kalan bir süreci var. Dolayısıyla çevresel etki minimum seviyeye iniyor. Ayrıca ileri dönüştürülmüş ürünler, sadece işlevsel değil aynı zamanda estetik bir değer de taşıyor. Bir şarap şişesinden yapılan bardak ya da bir likör şişesinden tasarlanan lamba, hem kullanışlı hem de hikayesi olan bir obje haline geliyor.

cam-ileri-dönüşüm
Türkiye ve Dünyada Cam Geri Dönüşümü

Avrupa Birliği ülkeleri cam geri dönüşümünde oldukça başarılı. Almanya’da cam geri dönüşüm oranı %80’in üzerinde. İskandinav ülkelerinde de benzer rakamlar görülüyor. Bunun en önemli nedeni depozito sistemleri. İnsanlar kullandıkları şişeleri iade ediyor ve karşılığında küçük bir ücret alıyor. Bu sayede atık camların büyük kısmı geri dönüşüm zincirine katılıyor.

Türkiye’de ise tablo biraz daha farklı. Buradaki resmi rakamlar net olmamakla birlikte, geri dönüşüm oranının %20 ila %25 arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu, Avrupa ortalamasının oldukça gerisinde. Oysa Türkiye, cam üretiminde güçlü bir ülke. Şişecam gibi dev bir üreticimiz var ve hammaddelerin büyük kısmı yerli kaynaklardan sağlanıyor. Ancak atık yönetimi ve tüketici bilinci konusunda maalesef ki hala gidecek çok yol var.

Reppatch Partnerlerinden Reglasstic

İleri dönüşümün en güzel örneklerinden birini Reppatch partnerlerimizden Reglasstic veriyor. Reglasstic, kullanılmış şişeleri alıp onları yeniden hayata döndürüyor. Kesim ve zımparalama teknikleriyle şişeler bardaklara, mumluklara, dekoratif objelere dönüşüyor. 

Reglasstic’in yaptığı iş, ileri dönüşümün tam anlamıyla ne olduğunu anlatıyor. Bir şişe, çöpe gitmek yerine mutfağımızda bardak oluyor ya da evimizde bir mumluk olarak ışık saçıyor. Bu dönüşümde eritme yok, yüksek enerji harcaması yok. Sadece yaratıcılık, emek ve sürdürülebilirliğe olan gerçek bir inanç var.

Geleceğe Saydam Bir Umut

Cam, aslında bize büyük bir ders veriyor. Doğada çözünmemesi, onun bir yük değil, bir fırsat olabileceğini gösteriyor. Geri dönüşümle büyük ölçekli enerji tasarrufları sağlanıyor. İleri dönüşümle küçük atölyelerde yaratıcı ürünler ortaya çıkıyor. Ve biz tüketiciler, atığımızı doğru şekilde değerlendirerek bu sürecin bir parçası olabiliyoruz.

Reppatch olarak inanıyoruz ki her atık bir hikaye taşıyor. Küçük bir cam şişeyi çöpe atmakla onu ileri dönüştürmek arasında büyük bir fark var. İlki doğada yüzyıllarca kalacak bir yük demek, ikincisi ise saydam bir geleceğe bırakılan bir umut.

Reppatch

İlgini çekebilecek diğer yazılar: