loader image
corporate-sustainability-reppatch-upcycle

Bilinçlen, bilinçlendir:

corporate-sustainability-reppatch-upcycle

Kurumsal Sürdürülebilirlik Nedir?

Kurumsal sürdürülebilirlik nedir? Bir şirketin çevresel (Environmental), sosyal (Social) ve yönetişim (Governance) yani ESG değerlerini dikkate alarak uzun vadeli büyüme ve başarıyı hedefleri arasında önceliklendirmesi anlamına gelir. ESG, şirketlerin yalnızca kâr odaklı değil aynı zamanda çevreye, çalışanlara ve topluma olan sorumluluklarını da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı ortaya çıkarır.
ESG kriterleri, kurumsal sürdürülebilirliği üç ana başlıkta bir araya getirir:
  1. Çevresel boyut, şirketlerin karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliği, atık yönetimi alanlarında karşılamaya çalıştıkları çevresel sorumluluklarını kapsar.
  2. Sosyal boyut,  işçi hakları, çeşitlilik, kapsayıcılık, çalışan sağlığı ve toplumsal etki alanlarında şirketlerin etik ve insani açıdan karşılamaya çalıştıkları sorumluluklarını kapsar.
  3. Yönetişim, şirketlerin karar alma süreçlerinde gösterdikleri şeffaflık, etik kurallara uyum sağlama, yöneticiler arası denge ve raporlayabilme gibi unsurları kapsar.

ESG, yatırımcılar ve tüketiciler açısından şirketlerin uzun vadeli değer üretiminde ne kadar başarılı, sürdürülebilir ve sorumlu olduklarının oldukça önemli bir göstergesidir. Tam olarak bu sebepten dolayı kurumsal sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, küresel ölçekte kabul gören bir iş modeli ve anlayışı haline gelmiştir. Birçok global şirket, ESG kriterlerine uymak için çevresel etkilerini azaltmakla kalmayıp, çalışanlarının refahına yatırım yaparak ve etik yönetim standartlarını yükselterek iş dünyasında fark yaratmaya çalışıyor.

Kurumsal sürdürülebilirlik nedir? Sorumuzun cevabı, ilgili şirketin bulunduğu sektör, üretim ve yönetim faaliyetleri ve daha birçok alt başlık ile şekillenen ve şekillendikçe genişleyen bir kavram. Sonuçta hedefler büyük, mesela bir şirketin karbon ayak izini azaltmasının sonu tabii ki de her yıl daha da azaltarak elinden gelenin en iyisi yapmasını ifade eder. Bu da çalışmalarını her yıl daha da çevre dostu çalışmalar haline getirmesi demektir. İncelediğimiz raporlarda yazımızın devamında da bahsedeceğimiz üzere bazı ilgi çekici rakamsal başarılar var. Kurumsal sürdürülebilirlik ve ESG çalışmalarını zorunda oldukları için değil de gerçekten önemsedikleri için yapan şirketlerin uzun vadede daha yüksek kârlılık elde ettikleri oldukça net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Reppatch olarak bizler şirketlerin bu amaçlarına katkı sağlıyor, ileri dönüşüm projeleriyle hem çevresel hem de toplumsal faydayı odağına alan yenilikçi çözümler geliştiriyoruz. Partner ağımızın en büyük katalizörü dünyamız için pozitif bir etki yaratmak ve bu pozitif etkiyi yaratmak için yaratıcı zihinlerini kullanarak atıklara birbirinden özel ve niş ileri dönüşüm yöntemleri geliştiriyorlar.

İleri Dönüşüm ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Nedir?

Reppatch olarak kuruluşumuzdan bu yana öncelikli hedefimiz, ileri dönüşüm ile kurumsal sürdürülebilirliği iş dünyasında öncelikli hale getirmek ve bu süreçte yer alan şirketlere yenilikçi, yaratıcı ve uygulanabilirliği devamlı olan çözümler sunmaktır. İleri dönüşüm atölyelerimiz aracılığıyla, şirketlerin çalışanlarına bu önemli kavramı deneyimleme fırsatı sunuyor, sürdürülebilirlik üzerine eğitimler veriyor ve üretim süreçlerinde oluşan atıkların yeniden değerlendirilmesi için yaratıcı projeler geliştiriyoruz. Bu süreçleri daha etkili kılmak adına araştırma, analiz ve danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz. Çünkü ölçümlenemeyen ve raporlanamayan herhangi bir çalışma bizler için yeterli ve başarılı bir çalışma değildir.

Sürdürülebilirlik, yalnızca çevre dostu uygulamalar geliştirmek ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerine uyum sağlamak anlamına gelmiyor; aynı zamanda dünya çapında ekonomik bir zorunluluk haline de geldi. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH) göre, 2030 yılına kadar dünya genelinde sürdürülebilir uygulamalara geçişin ekonomiye trilyonlarca dolar katkı sağlayacağı tahminleri bulunmaktadır. Bu tahminler bazı güçlü gerçekler ile dayanmaktadır. Örnek vermek gerekirse, McKinsey tarafından 2021 yılında yapılan bir araştırma, sürdürülebilir iş modellerini benimseyen şirketlerin uzun vadede yüzde 30’a kadar daha yüksek kârlılık elde ettiği gerçeğini ortaya koymakta. Bu da bizlere net olarak gösteriyor ki sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel değil, finansal olarak da kritik bir rol oynamaktadır.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH)’dan kısaca bahsetmemiz gerekirse; Birleşmiş Milletler, 2015 yılında kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ne takiben, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi belirleyerek 2030 yılında hedeflenen amaçlara bir rehber oluşturmuştur. Bu hedeflerin kapsamları, yoksullukla mücadele, eşitlik sağlama, iklim değişikliği ile mücadele, sağlıklı yaşam ve refah, eğitim, temiz su ve sanitasyon gibi alanlarda dünya genelinde sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla yayınlanmıştır. Hedefler, tüm ülkelerin, tüm paydaşların, yerel ve ulusal düzeyde bu hedeflere ulaşmak için iş birliği yapmasını öncelik olarak teşvik eder. Bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, küresel eşitlik ve adaletin sağlanmasına yönelik kritik öneme sahiptir.

Reppatch, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni rehberi haline getirerek özellikle üç tanesine odaklanarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bu hedefler:

Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar (Hedef 11): Bu hedefin amacı, sürdürülebilir, güvenli ve kapsayıcı şehirler ile topluluklar yaratmaktır. Reppatch, partner ağı ile bireylerin yaşamlarını ve çevrelerini sürdürülebilirliğe yönelik değiştirmeleri konusunda ilham kaynağı olmayı ve bilinç oluşturmayı hedefleyerek çalışmalarını yürütüyor. Yerel topluluklarla iş birliği yaparak kadınları, etik üretimi ve tüketimi destekleyen çeşitli projeler ve etkinlikler düzenleyerek, kentsel alanların çevresel etkilerini azaltmak için çalışıyor.

Sorumlu Tüketim ve Üretim (Hedef 12): Bu hedef, doğal kaynakların yönetimini ve atık üretimini azaltmayı kapsar. Reppatch, sürdürülebilir üretim ve tüketim modelinin ilk adımı olan ileri dönüşümü savunarak, ileri dönüşüm yapan markalara destek ve öncü olmayı amaçlıyor. Atıkların geri dönüşümünden önce eğer mümkünse tamir edilmesi eğer mümkün değilse ileri dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor. Atölye çalışmaları ve eğitim programları düzenleyerek, kurumsal sürdürülebilirlik kapsamında şirketlerin atık yönetimi konusundaki yetkinliklerini ve çalışmalarını artırmalarına yardımcı oluyor, üretim süreçlerinde oluşan atıkları en aza indirmek için yaratıcı projeler geliştiriyor.

Hedeflere Yönelik Ortaklıklar (Hedef 17): Bu hedef, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için güçlü küresel ortaklıklar geliştirmeyi öngörür ve aslında tüm hedefleri kapsar. Reppatch, dünya çapında oluşturduğu Partner Ağı ile küresel ortaklıkları oluşturarak uygulama araçlarını ve faaliyet alanlarını güçlendirmektedir. Bu ortaklıklar sayesinde, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gerekli kaynakları ve bilgi paylaşımını sağlıyor, global ölçekte iş birlikleri geliştiriyor. Ortak projeler aracılığıyla, hedeflere ulaşmanın yolunu açıyor.

Reppatch olarak, bu hedeflere ulaşmanın yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda büyük bir fırsat olduğuna inanıyoruz. İleri dönüşüm ve sürdürülebilirlik anlayışımızla, iş dünyasında bu konuların daha fazla önem kazanmasına öncülük etmek en büyük katalizörümüz. Her bir projede, daha yeşil, daha adil ve daha sürdürülebilir bir dünya için katkıda bulunmayı hedefleyen bir vizyonumuz var.

Kurumsal Sürdürülebilirlik ve İşveren Markası

Kurumsal sürdürülebilirlik çalışmalarının kalıcı bir etki yaratabilmesi adına, çalışanların bu konuda bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Çünkü şirket içindeki her birey bu sürecin büyük bir parçasıdır, büyük etkiler bireylerden başlar. Reppatch’in gerçekleştirdiği atölye çalışmaları, bu bilinci arttırmanın en etkili yollarından biridir. Çalışanlar, geri dönüşüm ve ileri dönüşüm kavramlarını iyice öğrenerek, sadece iş yerlerinde değil, aynı zamanda kişisel hayatlarında ve yaşam alanlarında da bu kavramları ve öğrendiklerini uygulama fırsatı buluyorlar.

İncelediğimiz istatistikler, çalışanların sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli hale geldiklerinde, iş performanslarında artış görüldüğünü ortaya çıkarmakta. Harvard Business Review tarafından yapılan bir araştırma, sürdürülebilirlik bilincine sahip çalışanların yüzde 21 oranında daha verimli çalıştığını ortaya koymaktadır. Bu farkındalığı yaratmanın en etkili yollarından biri ise, geri dönüşüm ve ileri dönüşüm gibi projelere çalışanları doğrudan dahil etmektir. Reppatch’in sunduğu birbirinden farklı atıklar ile çalışılan atölyeler, bu bilinci hem eğlenceli hem de öğretici bir şekilde yaymayı hedefliyor.

Ayrıca, sürdürülebilirlik odaklı bir işveren markası oluşturmak, günümüzde şirketlerin rekabet avantajında artış gösteriyor. Sürdürülebilirlik bilinci olan ve doğaya tutkun çalışanlar ve adaylar, topluma ve çevreye duyarlı bir organizasyonda çalışmayı artık daha çok tercih ediyor. Bu doğrultuda, Reppatch olarak, çalışanların bu sürece katılımlarını teşvik eden projeler geliştirmeye her zaman büyük önem verdik. Atölyelerimizde sağlanan eğitimler ve etkinlikler, çalışanların kendilerini değerli hissetmelerine yardımcı olurken, aynı zamanda organizasyonun sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına da büyük bir katkı sağlıyor. Böylece, hem çalışan bağlılığında artış gösteriyor hem de işveren markalarının değerini güçlendiriyoruz.

Sürdürülebilirlik bilincinin artması, sadece çevresel etkileri azaltmakla kalmaz; aynı zamanda şirketin genel başarısına da önemli katkılarda bulunur. Reppatch olarak, bu iki alanın bir arada gelişmesi için sürekli çalışıyoruz.

Kurumsal Sürdürülebilirlik ve Enerji Tasarrufu

Enerji tasarrufu, çevreyi korumanın yanı sıra maliyetleri de düşürmenin en etkili yollarından biridir. Kurumsal sürdürülebilirlik doğrultusunda şirketler, enerji verimliliği sağlayarak sadece çevresel etkilerini azaltmak ile kalmaz, aynı zamanda enerji faturalarında ciddi tasarruf sağlar bu da blog yazımızın başında belirttiğimiz finansal etkilere ışık tutar. Örneğin, dünya genelinde işletmelerin sadece yüzde 30’u enerji verimliliği sağlayan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmiş durumdadır. Ancak bu küçük yüzdelik dilimin bile yıllık enerji maliyetlerini yüzde 20’ye varan oranlarda düşürdüğü bilinmektedir. Dünya Bankası, enerji verimliliğinin sadece şirketlere değil, küresel ekonomiye de yıllık 250 milyar dolar tasarruf sağlayabileceğini belirtmektedir.

Enerji tasarrufu sağlamak için farklı sektörlerde uygulanabilecek birbirinden çeşitli stratejiler bulunmaktadır. Enerji tasarrufunun sektörel dağılımını bu şekilde inceledik:

  1. Üretim-İmalat Sektörü: Enerji kullanımı yoğun süreçlerde, endüstriyel makinelerin bakımını düzenli yapmak ve enerji verimliliği yüksek ekipmanlar kullanmak büyük tasarruflar sağlayabilir. İleri teknolojiler, üretim sürecinin optimizasyonunu sağlarken, enerji tüketimini de önemli ölçüde azaltır o yüzden güncel çözüm ve teknolojileri iyi takip etmek gerekir. Bu sektördeki şirketler, enerji tüketimlerini analiz eden yazılımlar kullanarak, en yüksek maliyetli süreçleri belirleyip belirledikleri alanlarda iyileştirmeler yapabilirler.
  2. Ofisler ve Ticaret: Ofis binalarında enerji tasarrufu, aydınlatma sistemlerinin LED ile değiştirilmesi, akıllı termostatlar kullanılması ve genel olarak enerji tasarruflu cihazların tercih edilmesi ile sağlanabilir. Ayrıca, çalışanların enerji tasarrufu konusunda eğitim ve etkinlikler ile bilinçlendirilmesi, günlük enerji tüketimini azaltma doğrultusunda önemli bir rol oynamaktadır.
  3. Tarım Sektörü: Tarımda enerji verimliliğini sağlamak, sulama sistemlerinin iyileştirilmesi, enerji verimliliği yüksek ekipman kullanımı ve sürdürülebilir tarım yöntemleri ile mümkündür. Güneş enerjisi panelleri gibi yenilenebilir kaynaklar kullanarak, doğanın muhteşem gücü ile enerji maliyetlerini önemli ölçüde azaltmak mümkündür.
  4. İnşaat Sektörü: Yeni inşaat projelerinde enerji verimliliği yüksek malzemelerin kullanımı ve bina tasarımında pasif enerji tasarrufu yöntemlerinin entegrasyonu, uzun vadede önemli maliyet tasarrufları sağlar. Ayrıca, mevcut binaların enerji performansını artırmak için yapılan yenileme çalışmaları da enerji tasarrufu açısından kritik bir öneme sahiptir.

Şirketlerin sektörel dağılım ile yeniliklerini takip etmeleri oldukça önemlidir. Birliktelik ve birbirinden öğrenmek sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesi için en önemli kriter. Bu kiriteri sahiplenmeli ve kurumsal sürdürülebilirlik için durmadan iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır.

Kurumsal Sürdürülebilirlik için Geri Dönüşüm ve İleri Dönüşüm Çalışmaları

Kurumsal sürdürülebilirlik için geri dönüşüm ve ileri dönüşüm çalışmaları, çevresel etkiyi azaltmak için kritik bir rol oynamaktadır. Etkili geri dönüşüm sistemleri, kağıt, plastik, cam ve elektronik atıkları doğru bir şekilde ayrıştırarak sıfır atık prensiplerine uygun olarak yeniden kullanıma kazandırmayı hedefler. Ancak dünya genelinde kurumsal şirketlerin sadece %60’ı etkili bir atık yönetim sistemine sahiptir. Avrupa Birliği tarafından yapılan araştırmalara göre, bu oranın artırılması halinde sadece Avrupa’da yıllık 72 milyon ton karbon emisyonunun azaltılmasının mümkün olabileceğini gösteriyor.

Şirket içi geri dönüşüm ve ileri dönüşüm uygulamaları, yalnızca atıkların yeniden değerlendirilmesi değil, aynı zamanda maliyetlerin düşürülmesi ve iş gücünün verimliliğinin artırılması açısından da büyük fırsatlar sunar. Örneğin, üretim sektöründe, atık malzemelerin tekrar kullanılması, yeni ürünlerin maliyetini önemli ölçüde azaltabilir. İnşaat sektöründe, inşaat atıklarının geri dönüştürülmesi, çevresel etkilerin azaltılmasına ve malzeme tasarrufuna büyük katkılar sağlar.

Reppatch, ileri dönüşüm konusunda atıkların kreatif kullanılması açısından yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımlar sunar. Aksa Jeneratör ile gerçekleştirdiğimiz projede, ileri dönüşüm süreçlerini yalnızca atık azaltma ile sınırlı tutmadık; aynı zamanda şirket çalışanlarına, atıklardan yaratıcı ve işlevsel ürünler ortaya çıkararak bu sürecin daha etkili bir şekilde nasıl kullanılabileceğini gösterdik. Üretim süreçlerinde ortaya çıkan 2 ton atık sünger parçalanarak dolgu malzemesi olarak kullanıldı ve birbirinden güzel ve rahat bel yastıklarına dönüştürülerek 1000 çalışana dağıtıldı.

Atölye çalışmalarımız, çalışanların geri dönüşüm ve ileri dönüşüm konularında bilinçlenmelerini sağlarken, ekip içinde iş birliği ve yaratıcılığı da teşvik etmektedir. Bu sayede, şirket içindeki her birey, sürdürülebilirlik süreçlerine aktif olarak katılma fırsatı bulmakta ve böylece şirket kültüründe sürdürülebilirlik bilinci yerleşmektedir. Bu yaklaşımlar, sadece çevresel fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda şirketlerin işveren markasını güçlendirir ve çalışan memnuniyetini artırır. Bu tarz çalışmalar kurumsal sürdürülebilirliğin efektif olarak ortaya konulması için asla ve asla tek seferlik olmayıp tekrarlanarak ölçümlenmeye devam edilmelidir. Devamlılık etkiyi güçlendirir ve büyütür.

Üretimde Atık Azaltma: Döngüsel Ekonomi Yolunda

Üretim süreçlerinde ortaya çıkan atıkların en aza indirilmesi, hem çevre dostu bir yaklaşımı benimsemek hem de üretim maliyetlerini düşürmek için oldukça kritik bir adımdır. Üretimde atık azaltma detaylarından bahsetmeden önce “Döngüsel Ekonomi” kavramını iyice öğrenmek gerekmektedir.

Döngüsel ekonomi kavramı kaynakların mümkün olan en sürdürülebilir şekilde kullanılması ve atıkların en aza indirilmesi üzerine kurulu bir ekonomik modeldir. Genel geçer “al, kullan, at” yaklaşımının yerine, ürünlerin ve malzemelerin yeniden kullanılması, onarılması ve geri dönüştürülmesi hedeflenir. Döngüsel ekonominin temel ilkeleri; kaynak verimliliği, atık yönetimi, ürün tasarımı ve ekonomik-sosyal faydalardan oluşur. Döngüsel ekonomi, çevresel etkileri azaltırken ekonomik büyümeyi destekleyen bir yaklaşımdır ve sürdürülebilir bir geleceğe büyük katkı sağlar.

Dünyada döngüsel ekonomi uygulamalarının, 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 4,5 trilyon dolarlık bir katkı sağlaması bekleniyor. Bu ekonomi modelinin odağı, atık olarak görülen her malzemeyi yeniden değerlendirmek ve yeni bir üretim sürecine dahil etmek. Örneğin, tekstil sektöründe, üretim sırasında oluşan kumaş atıkları, yeni giysiler veya aksesuarlar üretiminde tekrar tekrar kullanılabilir. Aynı şekilde, gıda sektöründe ise, organik atıklar kompost haline getirilerek tarımda kullanılmakta veya biyogaz üretiminde değerlendirilmektedir.

Döngüsel ekonomi modelinin iş dünyasında gün geçtikçe daha da yaygınlaşması, kaynakların daha verimli kullanılmasına ve çevresel etkilerin mümkün olan en büyük oranda minimize edilmesine katkı sağlamaktadır. Bu dönüşüm, sadece çevre için değil, aynı zamanda şirketler için maliyet tasarrufu ve rekabet avantajı yaratma potansiyeli taşımaktadır.

Reppatch olarak, üretimde atık azaltma stratejilerini geliştirmeleri için kurumsal sürdürülebilirlik için şirketlere yaratıcı çözümler sunuyoruz. İleri dönüşüm projelerimizle, atık malzemelerin yeniden kullanılması konusunda büyük farkındalık yaratıyoruz.

İleri Dönüşüm: Reppatch ile Sürdürülebilir Sanatın Gücü

İleri dönüşüm, atık malzemelerin değer kazanarak yaratıcı ve işlevsel bir biçimde yeniden kullanılmasını sağlayan oldukça yenilikçi bir yöntemdir. Geri dönüşümden farklı olarak, bu süreçte atıklar yalnızca yeniden işlenmekle kalmaz, aynı zamanda tasarımın ve yaratıcı düşünmenin gücü ile işlevsellik kazanır. Reppatch olarak, bu alanda hem şirketlere hem de bireylere ilham verici ve birbirinden yaratıcı çözümler sunuyoruz.

Reppatch ile kurumsal sürdürülebilirlik üç ana başlık altında hizmet sağlamaktadır:

İşveren Markası Faaliyetleri

İşveren markası faaliyetleri, bir şirketin içsel değerlerini ve kültürünü çalışanlarına yansıtmak için geliştirdiği stratejiler bütünüdür. Bu faaliyetler, çalışan bağlılığında artış sağlamak, şirketin itibarını güçlendirmek ve sürdürülebilirlik bilincini yaymak için kritik öneme sahiptir. Reppatch olarak, düzenlediğimiz atölye çalışmaları, eğitim programları ve etkinlikler, sürdürülebilirliğin önemini eğlenceli ve öğretici bir biçimde aktarma doğrultusunda şirketlere işveren markası kapsamında çözümler sunuyor.

Sürdürülebilir Davranış Analizi

Sürdürülebilir davranış analizi, çalışanların çevresel sorumluluklarını ve bu konudaki farkındalık düzeylerini ölçmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz bir programdır. Reppatch, bu süreçleri analiz ederek şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini daha etkili hale getirmelerine yardımcı olmaktadır. Araştırma çalışmalarımız, çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki katılımının arttıkça, çevresel duyarlılıklarının ve iş performanslarının da olumlu yönde geliştiğini ortaya koymaktadır. Eğitim programlarımız, katılımcılara geri dönüşüm ve ileri dönüşüm süreçlerini öğretmenin yanı sıra, bu bilgileri günlük yaşamlarına nasıl entegre edeceklerini de öğretiyor. Sonuç olarak, elde edilen verileri raporlayarak şirketlere çalışanlarının sürdürülebilirlik konusundaki gelişimini sunuyoruz ve projelerimizin devamlılığı ile her yeni etkinlik/eğitim sonrası çalışanlar daha da bilinçli bireyler haline gelerek dünya üzerinde pozitif etki yaratmaya başlıyorlar.

Danışmanlık

Danışmanlık hizmetlerimiz, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında rehberlik etmeyi ve stratejik çözümler sunmayı amaçlar. Reppatch şirketlerin atık yönetim stratejilerini iyice anlayarak partner ağındaki doğru kişiler ile şirketleri bir araya getirerek mümkün olan en doğru çözümleri şirketlere sunar. Sunulan projelerin doğru iş birlikleri ile tamamlanması için a’dan z’ye tüm süreçleri kusursuz ve oldukça profesyonel bir şekilde yönetir.

Reppatch olarak attığımız her adım daha yeşil ve yaşanabilir bir gelecek için. Sürdürülebilirlik yolculuğunda hem şirketlere hem de bireylere rehberlik etmeye elimizden gelenin en iyisini yaparak devam edeceğiz. Her bir atölye, eğitim ve danışmanlık süreci, sürdürülebilirlik bilincinin toplumun her kesimine yayılması için önemli bir katkı sağlamaktadır. Reppatch olarak, bu süreçleri zenginleştirerek, hem çevresel hem de toplumsal anlamda kalıcı etkiler yaratmayı amaçlıyoruz.

Sürdürülebilir Davranış Analizi Projesi: Farkındalıktan Eyleme

Reppatch olarak, sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığımızı yalnızca çevresel projelerle sınırlı tutmuyoruz; aynı zamanda, bireylerin ve organizasyonların bu konudaki davranışlarını da analiz ederek gelişimlerine katkıda bulunan raporlar oluşturuyoruz. Sürdürülebilir davranış analizi projemiz, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir araç olarak ortaya çıktı. Bu proje, sürdürülebilirlik bilincini artırmayı, çalışanların çevresel davranışlarını ölçümlemeyi ve bu davranışları geliştirmek için stratejiler oluşturmak adına uzman araştırmacı sosyoloğumuz ve partner ağımız ile geliştirildi.

Projenin Temel Amaçları

Sürdürülebilir davranış analizi projesinin temel amaçlarını üç alt başlıkta inceleyebiliriz:

  1. Farkındalık Oluşturmak: Çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki bilgilerini artırarak, çevresel sorumluluklarının farkına varmalarını sağlamak.
  2. Davranışları Gözlemlemek: Çalışanların geri ve ileri dönüşüm, enerji tasarrufu ve atık yönetimi gibi konulardaki mevcut davranışlarını incelemek.
  3. Stratejiler Geliştirmek: Elde edilen veriler doğrultusunda, sürdürülebilir davranışları teşvik eden stratejiler geliştirmek.
Projenin Uygulama Aşamaları

Projemiz, dört aşamadan oluşmaktadır:

  1. Araştırma ve Veri Toplama: İlk aşamada, çalışanların mevcut davranışlarını değerlendirmek için anketler ve mülakatlar gerçekleştiriyoruz. Bu aşamada, katılımcılara sürdürülebilirlik konusundaki bilgileri, tutumları ve eylemleri hakkında sorular sorarak mevcut durumları hakkında veriler topluyoruz. Ayrıca, şirket içindeki mevcut uygulamaları da analiz ederek sürdürülebilirlik hakkında güçlü ve zayıf olan yönleri belirliyoruz.
  2. Eğitim ve Bilinçlendirme: Toplanan veriler doğrultusunda, çalışanlara yönelik eğitim programları düzenliyoruz. Bu eğitimler, geri ve ileri dönüşüm yöntemleri, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir yaşam tarzı üzerine yoğunlaşmaktadır. Katılımcılar, bu eğitimler aracılığıyla bilgilerini geliştirirken, aynı zamanda atölyelerimiz ile pratik uygulamalar yaparak öğrendiklerini pekiştirme fırsatı buluyorlar.
  3. Davranış Değişimi İzleme: Eğitim sonrası, çalışanların davranışlarındaki değişimi gözlemlemek için takip mekanizmaları kuruyoruz. Bu aşamada, yeniden yapılan anketlerle, eğitime katılanların çevresel davranışlarının nasıl değiştiğini ölçüyoruz. Bu veriler, eğitimlerin etkinliğini değerlendirmek, şirketin sürdürülebilirlik çalışmalarının çalışanlar üzerindeki etkisini ve sürdürülebilir stratejileri geliştirmek için kullanılıyor.
  4. Raporlama ve Geri Bildirim: Son aşamada, elde edilen verileri analiz ederek detaylı raporlar oluşturuyoruz. Bu raporlar, şirket yönetimine sunulmakta ve çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki gelişimini, farkındalığını ve davranış değişikliklerini içermektedir. Ayrıca, şirket içindeki uygulamaların sürdürülebilirlik hedeflerine ne kadar katkı sağladığını göstermek için somut veriler sunuyoruz.

Sürdürülebilir davranış analizi projemizin ilk sonuçları oldukça umut verici oldu. Bir çalışmamızdan örnek vermemiz gerekirse; araştırma aşamasında, çalışanların yalnızca yüzde 40’ının geri ve ileri dönüşüm süreçleri hakkında yeterli bilgiye sahip olduğu belirlendi. Ancak eğitim ve atölye programları sonrasında, bu oran yüzde 80’e kadar yükseldi. Bu durum, sürdürülebilirlik bilincinin artmasının yanı sıra, çalışanların çevresel davranışlarının da olumlu yönde değiştiğini göstermektedir ve kurumsal sürdürülebilirlik için büyük umut sağlamaktadır.

Sürdürülebilir davranış analizi projemiz, sadece çalışanların bireysel davranışlarını geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda şirketin genel sürdürülebilirlik stratejilerine de önemli bir katkı sağlıyor. Bizlerle çalışan şirket yönetimleri, çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki bilinçlenmesini, kurumsal kültürün bir parçası haline getirerek, uzun vadeli bir değişim yaratmayı hedefliyor.

Ayrıca, elde edilen veriler, şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda hangi alanlarda ilerleme kaydedildiğini ve hangi alanlarda daha fazla çalışılması gerektiğini açıkça ortaya koyan bir rehber oluşturuyor.

Reppatch, sürdürülebilir davranış analizi projesi ile sadece çevresel bir dönüşüm yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda çalışanların ve şirketlerin sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını artırmayı da amaçlamaktadır. Her bir proje, daha yeşil bir geleceğe doğru atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilmekte ve sürdürülebilirlik bilincini artırmak, yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir fırsattır.

Kurumsal sürdürülebilirlik doğrultusunda bugün attığımız adımlar, yarının iş dünyasına yön verecek ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında önemli bir rol oynayacaktır. Reppatch olarak, sürdürülebilirlik yolculuğumuzda hem şirketlere hem de bireylere rehberlik etmeye devam edeceğiz. Her bir projemiz, hem çevresel hem de toplumsal etkiler yaratmayı amaçlamakta. Çalışanların bilinçlenmesi ve davranışlarının olumlu yönde değişmesi, sürdürülebilirliğin gelecekteki başarısının en büyük anahtarıdır. Bu yolculukta birlikte yürümeye ve daha yeşil bir dünya yaratma hedefine ulaşmaya oldukça kararlıyız.

Sürdürülebilirlik yolculuğumuz, çevremizi korumakla kalmayıp, aynı zamanda iş dünyasında köklü bir dönüşüm yaratma vizyonuyla ilerlemeye devam ediyor. Reppatch olarak, ileri dönüşüm projelerimizle, sadece atıkları değerlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda yaratıcılığı ve toplumsal bilinci büyük oranda yükseltiyoruz. Çalışanların bu süreçteki katkıları, onların iş hayatında daha anlamlı ve tatmin edici deneyimler yaşamalarını büyük oranda sağlıyor. Her bir projemiz, daha yeşil ve yaşanabilir bir dünya için attığımız cesur adımların bir parçası. Hep birlikte, sürdürülebilir bir gelecek inşa etme hayalimizi gerçekleştirmek için, her gün yeni fırsatlar yaratıyor ve partner ağımız ile birlikte ilham kaynağı oluyoruz. Unutmayalım ki, değişim küçük adımlarla başlar; bu adımların her biri, geleceğimizi daha parlak kılacak.

Reppatch

İlgini çekebilecek diğer yazılar: